Kategori arşivi: Halil DAĞ

Halil DAĞ ın Tüm Yazılarını Göster

Ermeni Soykırımı Bağlamında Kafkasya ve Bölge Politikasında Söz Sahibi Ülkelerin Etkileri

Halil DAĞ

www.yazarportal.com İnteraktif Köşe Yazarı Gazetesi Yayın Editörü

hdag77@hotmail.com

ÖZET:

Her ölüm ve çekilen acı muhatabın kendisi için kıyametin kendisidir. Bu yüzden kimsenin kıyameti hakkında fikir yürütmeyi çok da doğru bulmuyorum. Sözün özü; kimsenin acısı bir başkasının acısından aşağı da kalmaz fazla da olamaz. Yıl, 1915… Her ne olduysa, belki de doğrusunu asla öğrenemeyeceğimiz ama hakkındaki gerçek hükmü anca tarihçilerin verebileceği acı ve hüzün dolu bir yıl. Bugün 2015 lerdeyiz. Yani aradan tam yüzyıl geçmiş. Düğümü bir türlü çözülemeyen 1915’in kara bulutları bugün hala üç ülkenin üzerinde uğru gibi dolaşmakta.

Kafkasya bölgesi, hiçbir zaman Ortadoğu gibi tek başına kıtasal bağlamlı bakılamayacak bir olgudur. Zira bu coğrafyalar üzerinde etken ve edilgen güçler, bu politikalar nezdinde dünya sosyo ekonomik ağırlıklarını kurgulayıp yürütmektedirler. Bu çalışmamızda da bu hususlar vurgulanacaktır.

Okumaya devam et

Ulusal ve Küresel Su Savaşımları KapsamındaTürkiye’nin Su Politikaları

Halil DAĞ

www.yazarportal.com İnteraktif Köşe Yazarı Gazetesi Yayın Editörü

hdag77@hotmail.com

ÖZET:

Ortadoğu, insanlığın kadim coğrafyası, petrolün keşfinden bugüne yüzyılı aşan bir süredir oluk oluk kanların toprağı suladığı susuz topraklar. Petrol, hala günümüzün jeopolitiğini belirleyen temel faktör olma özelliğini sürdürürken 1980’lerden itibaren “global statüko” açısından stratejik açıdan petrolün yerine hazırlanan jeopolitik unsur olarak “su kaynakları sorunu” ön plana çıkmaya başlamıştır.

Gerek kaynakları kontrol etme gerekse ülke ve bölgelere müdahale stratejisi üretme açısından yeterince hünerli olan statükonun yine aynı bölgede hem de bölge için çok da yeterli olmayan bir faktörü seçmesi oldukça manidardır. Bu bakımdan konunun hem global statüko açısından ne anlama geldiğinin hem de bölge ülkeleri açısından ifade ettiği mananın etraflıca ele alınması gerekmektedir.

Okumaya devam et

Kapitalizmin Devlet Sistemi ve Değişimi

Özet

Halil DAĞ 

Hukuk, iktidarların fahişesidir” demiş anarşist felsefenin öncülerinden Bakunin. Kim bilir öncülü Babeuf’un kişisel deneyimini yaşasa daha başka neler derdi? Bildiğimiz gibi erken yaşlarda hayata atılmak zorunda kalan Babeuf bir süre tapu dairesinde çalışır. İşi Fransız İhtilali sonrası dönemde, maddi zorluklar yaşayan ve (güya) hakları zayi olmuş soyluların ellerindeki belgelere bakarak toprağa dayalı haklarının iadesini sağlamaktır. Babeuf bu işi sırasında soylu sınıfın binbir dalavare ve sahte evraklarla toprak sahibi köylülerin ellerindeki toprakları nasıl ele geçirdiğinin sırlarını öğrenir. Zaten O’nu adı bugüne kadar gelen bir anarşist yapan da o günlerde gördükleridir. Gördükleri çok açıktır, özel mülkiyetin dağılımı tamamen eşitsizlikler üzerine kuruludur ve gücü olan gücünü daha da artırırken mülkiyet yoksunu yoksullar
daha da ezilmektedir. Mülkiyetin devlet sistemlerinin temeleni oluşturmasından dolayı mülkiyetle giriş yapmış olduk.

Anahtar Kelimeler:

kapitalizm, kapitalizmin yeni devlet sistemi, yönetim, siyaset, sosyal devlet, keynesyen devlet, neo-libelarl devlet, ulus devlet Okumaya devam et

Küreselleşmenin Kentsel Dönüşüm Anlayışı ve Aykırı Bir Örnek Ruhr Havzası Örneği

Küreselleşmenin Kentsel Dönüşüm Anlayışı ve Aykırı Bir Örnek Ruhr Havzası Örneği

Öğr.Gör. Halil DAĞ

ÖZET

Modern dünyanın sistematiğinin kurulduğu Sanayi Devriminden bugüne hayatın her alanında olduğu gibi insan yaşamının mekansal boyutlarından birisini oluşturan kentler de yeni dönemin eğilimlerinden nasibini almıştır. Antik Yunan ve Roma’dan beri site ve bourg formlarıyla egemenliğin çekirdeğini oluşturan kent sanayi döneminde geçirdiği anlam kaymasıyla yeni bir toplumsal iş bölümünün de mekanı olarak yükselmiştir. İçeriğini kapitalizme özgü ekonomik ihtiyaçların oluşturduğu bu dönüşüm sürecinde kırdan kente yönelen büyük nüfus hareketleri ile kentlerin çehresi değişmiştir. Bu dönemde “ancient regime”e özgü egemenliğin temsili kentler yeni egemenlerin mekansal ve hiyerarşik hayat alanını temsil eden sanayi kentlerine dönüşmüştür. Artık yeni dönemde kent, kapitalizme özgü ihtiyaçlar çerçevesinde yeni toplumsallaşmanın ve katmanlar arası hiyerarşik dağılımın merkezidir. Gerek yeni dönemin ihtiyaçları gerekse yoğun nüfus hareketleri ve sonraki devirlerde gerçekleşen başka olaylar tarihsel bir mit olan kentlerin yeni baştan ele geçirilmesini gerektirmiştir.

Sanayi devriminden bugüne farklı ihtiyaçlara göre farklı felsefelerle gerçekleştirilen bu elden geçirme ve yenilemeler kentsel dönüşüm olarak adlandırılmaktadır. 1970’lerde kapitalizmin nihai krizine bir çare olarak ortaya çıkan neoliberalizm, öncülü liberal kapitalizm gibi hayatın her alanına müdahale ederken toplumsal ilişkilerin mekanını temsil eden kentleri de yeni baştan dizayn etmekten geri durmamıştır.

Bu çalışmada kentsel dönüşüm üzerine tarihsel pratikler tartışılırken, 1970’lerden itibaren kentsel dönüşüme insan faktörünü öteleyici bir nitelik kazandıran kentsel dönüşüm mantık ve pratiğinin bir eleştirisi yapılmış olup günümüzde bu anlayışa karşı önemli bir sapmayı ifade eden Ruhr Havzası’ndaki tarih ve kültür merkezli kentsel dönüşüm ele alınmıştır. Okumaya devam et

İsrail-ABD-PKK Üçgenindeki Türkiye

İsrail-ABD-PKK Üçgenindeki Türkiye

Öğr.Gör. Halil DAĞ

GİRİŞ:

Şu son dönemde PKK eylemlerinin artmasının Ortadoğu’da yaşanan süreçle bağlantılı olarak tekrar ele alınması gerekmektedir. Hükümetin PKK ile isteği müzakereleri yapmasına karşın PKK’nın muhatabını zorda bırakacak şekilde eylemlerini artırması PKK’nın dışında bir konu olarak görünmektedir.Unknown ObjectBu konu en başta İran ve Suriye ile ilgilidir.

Ortada iki ihtimal var. Bunlardan birincisi İran ile ilgili olan nedenlerdir diğeri de Suriye’de yaşanan isyan süreci ile ilgilidir. Zayıf bir ihtimal olarak gördüğüm İran ihtimaline kısaca değinip daha güçlü ihtimal olan Suriye ihtimaline detaylıca girmek istiyorum. Okumaya devam et