Yazmak ve Yazarlar Üzerine..

Nedir yazmak?
Yazar kimdir?
Bu soruların yanıtını verebileceğimi sanıyorsanız, yanıldınız.
Çünkü yanıtlar yazara göre değişir.
Herkesin bir yazma anlayışı ve yazar tanımı olabilir.
Gorki’den Jack London’a, Dosteyevski’den Sait Faik’e, Ahmet Fidan’dan Halit Suiçmez’ e kadar her yazı ve kalem sevdalısı farklı sözler söyler “yazmak” üzerine..

Bana göre yazmak; içimizdeki okyanustan su damlatmaktır, bozkır ovalara, kurumuş topraklara..Sular bazen sel olur, bazen sağanak, bazen de nemli rüzgarların serinletici esintisi..
Ya da yazmak, içindeki heyecanı yaymaktır topluma..
Belki bir arayıştır kendini sonsuzca..
Belki de daha derine vurmaktır kazmayı, suyu bulmaya çalışan adam olarak umutluca..
Yaşadıklarımdan ve yazdıklarımdan öğrendiklerim de var bu konuda..
Yazar özgün olmalıdır. Kendi cümlelerinin arayışı içindedir sürekli..
Düşünceleri zengin, berrak olanın ifadeleri de güzel ve durudur..
Yazarın antenleri hep açıktır, aldığı sinyaller, gözlemler kendi kişiliğinden süzülerek yeniden yaratılır.
Yanında hep bir not defteri taşısa iyi olur bir yazar için.
Yazar sürekli çalışan, sağlıklı, içten ve yaşam felsefesi olan bir kişidir.
Boş olan değil, yeni yepyeni umutları topluma taşıyan bir kimliktir yazar.
Bu konularda Jack London, “Bana Göre Hayatın Anlamı” kitabıyla yetişir imdadımıza.
Martin Eden,Demir Ökçe, Vahşetin Çağrısı gibi unutulmaz kitapların yazarı Jack London.
Ve Maksim Gorki tüm yapıtlarında edebiyatın, yazmanın, insanı anlatmanın, üretkenliğin eşsiz örneklerini vermiştir bize..
1876’dan 1916’ya sadece 40 yıl yaşayan London, elli  adet nitelikli eser vererek yazar üretkenliğinde başı çekenlerden olmuştur.
Bizim Sait Faik, Sabahattin Ali, Orhan Veli gibi sanatçılarımız da aynı yüksek üretkenlik içinde olmuşlardır.

Yazmak bazen de içindeki tanrıyı aramak, insanların da derinlerdeki fırtınalarına doğru kulaç atabilmektir.

Oktay Akbal “yazmak yaşamaktır” der, bir kitabında.. Bence de öyledir, yaşamak, varolmak, biraz da yazılar, sözcükler denizinde yüzebilmektir bilinmeyen derinliklere doğru…

Kendini yazarak aramak, tanımak belki de aramaların en güzelidir..

İnsanın içinde sayısız gömü vardır. Araştırmak ve yazmak insanların içlerindeki büyüleyici gömüleri aramasıdır.

Bir damla bal uğruna bazen yıllarca çabalanmış, belki de bir şey bulunmamıştır. Ama o balı bulma umudu hep diridir..

Umudu tüketmemektir, çoğaltmaktır yazılar..

Çünkü insan tükenmez..

print

Bir cevap yazın