Maide ÖREN
BİLİNÇ ALTI
Bu gün, yeni yılın ilk günü. Çok mu heyecanlanıyorum? Evet Her sabah yeni bir gün ve yeni doğuşa inanan ben, nasıl inanmam ki!
Ayrıca bir yılı eskitirken dolu bir yaşamı da göz ardı edemeyiz. Bizlerden her gün neler aldı neler götürdü. Bunları sıralamak yerine yeni senenin bize güzellikler getirmesini dilemekten başka yapacak bir şey yok.
Ama biraz da olsa kayıplarımızın tekrarını yeniden yaşanmaması için alınacak derslerden bahsetmek gerekli diye düşünüyorum.
Bilgi çağında yaşıyoruz ama bilgisizliğin en büyük ceremesini çekiyoruz. Artık yeter diyerek;
Bir bir kapanan Sanayilerin atıklarının kirlettiği felaketlerin onarılacağı, Savaş vebasının yok edileceği,
Aynı milletten olan insanların sırf koltuk sevdasından nefret propagandalarının yasaklanacağı,
Çocuklarımızın nasıl öleceği yerine nasıl yaşatacağımızın planlarını, ben kazanayım sen de kazan düşüncesinin hâkim olacağı…
Dünyanın bir yedeği yok. Bu düşünceyle harekete geçip bu yılın artık hepimizin birlik yılı olacağı bir yıl olmasını ne kadar isterim.
Bilgi çağı ise eğer, bilgilerimizi önce insanları öldürüp yok etmeyi tamamen ortadan kaldırarak başlamalıyız.
Sevgi sınırsız ve tükenmezdir. Toprak, emek, hammadde, hatta sermayenin tükenebilir kaynaklar olduğunu gördük bu krizde.
Yapılacak olansa insanların davranış ve düşüncelerini artık olumlu ve sevgi dolu hale getirmeleri gerektiğini söyleyeceğim.
Düşünceler ve davranışlarla bu hale geldiysek eğer yine düşünce ve davranışlarla daha iyi hale gelebiliriz.
Ama bunun için yeni ve olumlu cesur, başarılı, kardeşliğe değer veren barışı getirecek insanlara ihtiyacımız var. Daha önceki yazılarımda bahsettim. Tekrarlamadan edemeyeceğim. Çünkü başka yolu yok.
Sevgi dolu ve insana değer veren kişilerin birlik oluşturması…
Dünya kendi kendini yok etmez. Doğal afetlere rağmen bunu görüyoruz. Ama dünyayı yok eden bizleriz. Her ulus kendi ulusunun sınırlarını aşarak kendini ve kendi dışındaki herkesi severek gelecek bir zararı kendine gelmiş gibi düşünerek hareket etmesi gerekiyor…
Bu her gün çıkıp da kendi insan cinsine atıp tutan değil de, kendi düşüncelerini denetleyen, kendini kontrol eden, arıtan, bilgisini sevgilere açan, açtığı sevgiyi de gönüllere dağıtmasını bilen birileri gerek.
Bir marifet değil. Birileri yıkarken diğerinin de onun yanlışlarını meydanlardan haykırması… Bunu tüm milletçe görüyoruz zaten zararını çekiyoruz. Asıl bulduğunuz yanlışı düzeltmek için ne yapacaksınız onu düşünün.
Birbirinizin kuyusunu kazarak veya deşifre ederek değil yeteneklerinizi ve bilgilerinizi nasıl birleştirip düzeltebilirsiniz onun yollarını bulun. Sizleri bunun için seçmedi bu halk…
Artık bu milletin koyun gibi güdülmesini istemiyoruz. İyi tohum atılmazsa güzel ve bereketli mahsul alamayız.
Kendimize ve çevremize zararsız olmayı, zarar vermeye çalışanlara “HAYIR” demeyi bilmeliyiz.
Artık kesinleştirelim. Dünyayı bu hale düşüncelerimiz ve düşüncelerimizin ürünleri olan davranış ve eylemlerimiz getirdi.
Arıtalım artık. Şimdi bu keskin ve uygulandığında yüzde yüz etkili olan düşüncelerimizi yine aynı yolla yani uygulayarak, ama doğruluk, güzellik, barış ve sevgi yaratarak kullanmalıyız.
Bu yaşananlara rağmen halen inanıyorum ki, Dünyada gerçek anlamda düşüncelerini barışa, gönüllerini sevgiye açmış kişiler el ele verip bu düzeni kuracaklar.
Bu yıl böyle bir yıl olsun dilerim.
Dilerim ki, Türkiye ve Dünya için mutluluğun en bol olduğu bir yıl olsun. Yeni yılımız kutlu ve uğurlu olsun.