Mustafa KÖSE
TARİH BİLİNCİ
Alparslan Grubu Oluşuyor: Mondros Mütarekesi’nden sonra Binbaşı Hüseyin Avni Bey’in İstanbul’dan Karadeniz’e geçmesi ve Giresun Askerlik Şube Başkanlığına atanması:
Hüseyin Avni Bey, 1. Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle birlikte 1 Ocak 1919 tarihinde İstanbul’da Harita Heyetindeki eski görevine geri döndü. Ancak, Ülkenin içinde bulunduğu bu karanlık ve sıkıntılı günlerde İstanbul’da kalmaktansa Anadolu’ya geçmenin daha uygun olacağını düşünerek memleketine yakın bir yere tayinini istedi. Bu talebi Mayıs 1919 tarihinde Atina (Rize/Pazar)Askerlık Şubesi Başkanlığına, 20 Eylül 1919 tarihinde ise Rize Askerlik Şubesi Başkanlığı’na tayin edilerek yerine getirildi(1). .. Esasında o esnada hem Genelkurmay’da hem de tutuklu milletvekili, subay ve İttihatçıların bulunduğu Bekirağa Bölüğü (İ.Ü. Merkez binada, bugünkü İ.Ü.SBF.) namlı cezaevinde Vatan’ın kurtuluşu için oluşturulmaya çalışılan ve başında Mustafa Kemal’in düşünüldüğü Örgütlenmenin, Anadolu’da başlayan Kuva-yı Milliye direnişini örgütlemek için özellikle genç subayların Anadolu’ya geçtikleri yada görevlendirildikleri düşünülürse, Hüseyin Avni Bey’in Mayıs 1919 itibariyle Askerlik Şube Başkanlıkları’na atanmasının, önemli ve amaçlı bir görevlendirme olduğu anlaşılır. Açıktır ki ihtiyaç olduğu üzere Binbaşı Hüseyin Avni Bey, 1 Ocak 1920 tarihinde Giresun Askerlik Şubesi Başkanlığı’na atandı ..Bir süre Giresun Kaymakamlığı görevini de vekaleten yürüten Hüseyin Avni Bey, ülkenin kurtarılması ve bölgedeki Pontus fitnesinin yok edilmesi için yörenin ileri gelenleriyle işbirliği yaparak yoğun bir çalışmaya girdi. Giresun’da düzenli bir askeri birliğin eksikliği o günlerde herkes tarafından kabul edilmekteydi. Bu ihtiyacı gidermek için Hüseyin Avni Bey, gecesini gündüzüne katarak Giresun Nizamiye Alayı’nı kurdu ve Ocak 1921 tarihinde bu alayın kumandanlığına tayin oldu. Bu görevleri sırasında Giresun ve çevresindeki halkı İstiklal mücadelesi yönünde şuurlandırmak, teşkilatlandırmak için yoğun çalışmalara girişti. Giresun’da yayınlanan Yeni Giresun, Işık ve Gedikkaya gazetelerinde değişik isimler kullanarak yazılar yazdı, Giresun’un ileri gelenleriyle sürekli toplantılar yaptı. Mitingin düzenlenmesinde, beyanname ve protesto telgraflarının yazılmasında bizzat görev aldı, destekledi. Alayının başında Doğu Karadeniz Bölgesindeki Pontusçu Rum Çetelerinin zulmüne ve vahşetine karşı kahramanca mücadele etti. Bölgeye yönelik Yunan ve İngiliz planların bozdu(1).
Giresun Yöresindeki Müdafaa-i Hukuk Teşkilatlanmaları:
Samsun’dan Trabzon’a kadar, Anadolu’nun kuzeyindeki silsilesini kapsayan sahadaki Pontus eşkıyası Milli Mücadele döneminin en büyük gailelerinden biri idi. Çeşitli adlar altına genellikle elebaşılarının isimlerini alan çeteler halinde örgütlenen ve dolaşan bu eşkıyanın çeşitli kaynaklara göre mevcudu 27.000.- kişi civarında bulunuyordu.Ermeniler, Ermenistan ve hududumuza yakın bölgelerdeki Türk’leri toplu halde katletmeye başladılar. 1920 senesi sonbaharında Ermeni mezalimi tahammülsüz hale gelmişti(Nutuk . cilt 2. 486).Ermeni mezalimini durdurmak için hükümet bazı tedbir ve girişimlerde bulundu. Ayni zamanda başlayan; Ermeni, Kürt ve Pontus isyanlarının birbiri ile koordineli olması düşündürücüdür. Bu üç ihanetçi topluluk birbirleriyle irtibatlı idiler. Mondros mütarekesinden sonra başlayan işgallere karşı redd-i ilhak cemiyetleri kuruldu, bunlar müdafaa-i hukuk cemiyetleri oluşturup, halkı bilinçlendirerek , silahlandırıp, teşkilatlandırdı. Fakat bu kuruluşlar düzenli düşman orduları karşısında yeterli değildi. Mustafa Kemal Paşa Erzurum kongresi’nde bu konuya temas ederek, düzenli orduların kurulması gerektiğini belirtmiştir.
İstanbul’dan 9. Ordu Komutanlığı’nı devralmaya giden Karabekir Paşa, Giresun’a uğramış, Trabzon Muhafaza-i Hukuk- i Milliye Cemiyeti’nin Giresun Şubesi’nin hızlı ve etkili bir şekilde çalıştığını görmüştü. Ermeni hazırlığı karşısında tedbir alan Kazım Karabekir Paşa, mevcut kuvvetleri arttırmaya çalıştı. Bu arada Giresun Müdafaa-i Hukuk Başkanlığı’na yazılarak Ermenilere karşı savaşa katılmak üzere gönüllü müfrezeler gönderilmesi istenmişti. .. Bu sırada Giresun Askerlik Şubesi Başkanı Tirebolu Hüseyin Avni Alparslan da Milli Hükümet’le temasa geçmiş, Giresun’un verilecek her hizmet için hazır olduğunu bildirmiştir. Bunun üzerine kurulacak 1.000 kişilik bir taburun Kars’ta Kazım Karabekir Paşa’nın emrine gönderilmesi istenmiş ve bu istek derhal yerine getirilmiştir. Giresun Gönüllü Taburu adını alan bu birlik,Osman Ağa’nın da gayretleriyle gönüllülerden hazırlamış, üzerlerine “ Giresun Milli Askeri ” yazılı ipek kolluklar diktirmişti(2).
Pontus Devleti kurmak idealiyle emperyalist devletlerce eğitilen, teşkilâtlandırılıp silâhlandırılan bu çetelerle baş etmek, onların zulüm ve cinayetlerinin önüne geçmek kolay iş değildi. Zaten yetersiz sayıda olan düzenli askeri birliklerin mücadelesi fayda vermiyordu. Sayıları giderek artan, silâh ve cephane yönünden alabildiğine güçlenen bu canilere karşı koymak ancak ayni taktik ve silâhlar ile mümkün olabilirdi. Bu gerçekten hareketle yörenin ileri gelenleri, merkezi Trabzon’da olmak üzere Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti’ni kurdular. Cemiyet, Rum ve Ermenilerin faaliyetlerine karşı durmak ve gerekli tedbirleri almak üzere hummalı bir çalışmaya girdi. Kısa zamanda çevre şehir ve kasabalarda şubeler açarak teşkilâtını tamamladı. Cemiyetin Giresun Şubesi ise, Dizdarzade Eşref Bey’in bakanlığında Öğretmen Niyazi Tayyib, Dr. Ali Naci Duyduk, Mühendis İbrahim Hamdi, hukuk öğrencisi Ethem Nazif tarafından kuruldu.
Cemiyetin Giresun’daki sözcülüğünü Nuri Ahmet Bey’in Işık Gazetesi ile Dr. Ali Naci’nin çıkarttığı Karadeniz gazeteleri yapmakta idi. Daha sonra Trabzonlu Avukat Cemil Ragıp Bey’in çıkarttığı, yazı işleri müdürlüğü ve başyazarlığını Bekir Sükuti’nin yaptığı Yeni Giresun Gazetesi Mili Mücadelenin sözcülüğü görevini şerefle ve başarıyla yürüttü(3). Devamen bu gazetelerin kapanması üzerine Topal Osman Ağa, Şubat 1920 ’den sonra Giresun’da Gedikkaya isimli bir gazete çıkararak, Atatürk ve Milli Mücadele hareketini anlatan ateşli yayınlar yaptı. Başyazarlığını da Osman Ağa’nın yaptığı Gedikkaya’da halkı milli mücadeleye çağıran sert ve heyecanlı yazılar yazılıyor ve gazete bölgede dağıtılıyordu. Gedikkaya’daki birçok ateşli makaleyi imzasız olarak Giresun Askerlik Şubesi Reisi ve Mevki Kumandanı Hüseyin Avni Alparslan Bey yazıyordu.