Ocak ayı geldi, geçti. Ekonomik krizin etkilerinin yavaş yavaş kalktığını düşünen işçiler haklı olarak maaşlarına zam bekliyor. Peki işçiler zam alamaz veya aldıkları zam bekledikleri gibi bir zam olmazsa ne yapabilirler? Zam için sözleşmeye bakılmalı. İşçi ücretlerine yapılacak zam oranı iş sözleşmesinde veya toplu iş sözleşmelerinde belirlenmesi gerekmektedir. Özellikle zam içeren sözleşmelerde TÜFE, gelişme hızı veya belli bir yüzde artışın referans alındığı görülmektedir.
Ancak, maalesef bir çok iş ilişkisinde yazılı iş sözleşmesi yapılmadığı ve dolayısıyla bu konuda büyük eksiklik olduğu görülmektedir.
İş sözleşmesinde yapılacak zam oranının ve süresinin belirlenmemesi halinde işveren zam yapmaya zorlanamayacaktır. Bu durumda zam yapılıp yapılmayacağı veya yapılacaksa zammın oranı, işçinin performansı, pozisyonu, terfi durumu, enflasyon oranı, sektördeki ve işyerindeki ücretlerin genel durumu göz önünde bulundurularak işveren tarafından belirlenecektir. Bu durumda işçilerin zam beklentileri karşılanmazsa istifa eden işçinin tazminat hakkı olmayacaktır. ancak işverenlerin emsal işçilere eşit davranması gerektiği de bilinmesi gereken bir diğer konudur.
Sözleşmeye rağmen zam yapılmazsa
İşçiye yapılacak zammın iş sözleşmesinde veya toplu iş sözleşmelerinde belirtilmesi halinde, sözleşmede belirtilen oranda veya hiç zam yapılmaması işçiye haklı nedenle fesih hakkı verir ve iş sözleşmesini haklı olarak fesheden işçiye kıdem tazminatı ödenir.
İş akdini haklı olarak fesheden işçiye kıdem tazminatı ödenir, ancak ihbar tazminatına hükmolunamaz. Ancak, hemen belirtmek gerekir ki, sözleşmede yer almaması halinde işçiye zam yapılmaması veya düşük zam yapılmış olması işçiye sözleşmeyi haklı nedenle fesih hakkı vermez.
Hemen belirtmek gerekir ki, sözleşmede zam yapılmasına ilişkin bir hükmün yer almaması halinde, işçinin zam yapılmaması veya düşük zam yapılmış olması gerekçesiyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshedemeyecektir. İş sözleşmesinde zam yapılmasına ilişkin bir hüküm bulunmadığı halde zam yapılmamasını gerekçe göstererek izinsiz ve mazeretsiz işe gelmeyen işçinin, iş sözleşmesini işveren, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II. maddesinin (g) bendine göre devamsızlık gerekçesiyle tazminatsız feshedebilir.
***
Çalışan emekliler
Okurumuz Gülden İpek, diyor ki; “emekli bir kişiyi çalıştırdığımızda aylık SGK ödemesi nasıl olur ve işten çıkarılmak zorunda kalınırsa tazminat hakkı doğar mı ?”
Normal şartlarda gelişmiş Ülkerlerde emeklilik yaşının yüksek olması ve çalışma sürecinde primlerin gerçek tutarları üzerinden ödenmesi nedeniyle emekliler çalışmaz ve tabiri caizse emekliliğin tadını çıkarırlar. Ama maalesef biz de emeklilerin de ekonomik gerekçelerle çalışmaya devam etmeleri gerekiyor. Aslında işsizliğin en önemli nedenlerinden birisi de emeklilerin çalışmaya devam etmesi.
Emeklilerin bir işyerinde işçi olarak (hizmet akdi çerçevesinde) 4/a sigortalısı olarak çalışabilirler.
Bu durumda işyerinden aldıkları ücretler üzerinden yüzde 7.5 oranında Sosyal Güvenlik Destek Primi kesilmesi ve işverenin de yüzde 22.5 SGDP ve yüzde 1-6.5 arasında da kısa vadeli sigorta primi ödenmesi gerekir.
Çalışan emeklilerin iş kanunundan doğan haklar konusunda normal çalışanlardan bir farkı yoktur. İhbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin hakları vardır. Dolayısıyla işten çıkartılınca ihbar ve kıdem tazminatı da ödenir.