Sömürülen, ve bu sömürü sisteminden vazgeçemeyen, bu uğurda mücadele eden egemen unsurların; bu mücadeleyi PUTLAR için verdiğini söylemek ‘’AHMAKLIKTIR’’…
Bu mücadele, mevcut sistem için verilmiş bir mücadeledir. Çünkü, bu sistem; zenginliğin temel kaynağıdır. Korudukları sistem; içinde SINIFLAR olan, kendilerinin sürekli EGEMEN olabileceği ideal sistemdir. Ayrıca, toplumda EGEMEN olması muhtemel unsurlar da bellidir. Bunun kıstası SERVET ve ZENGİNLİKtir.
Muhammedi çıkışın ANA MADDESİ, bu düzeni sağlam kılan PUTLAR karşısındadır. Yani, putların yıkılışı ile çökecek olan ve toplumu SINIFSIZLAŞTICAK, sınıfsal ayrılığı TAKVA noktasında yapan bir yaşam pratiğine dayalıdır.
Bu realite karşısında mücadele eden unsurların ana korkusu, SALAT’ın temsili olan NAMAZ eyleminde karşılarına çıkmıştır. NAMAZ kılan inananlar şunu ilan etmişlerdir;
Biz KIYAM ederiz,
RÜKU ederiz,
SECDE ederiz,
Omuz omuza dururuz,
Saflarımız sıktır bizim,
ZENGİN ile KÖLE yan yanadır(SINIF YOKTUR)
Bu hali ile, NAMAZ; SALAT eyleminin kimin adına yapıldığının ilanıdır…
Kaldı ki, bu ilan BESMELE ile yapılmaktadır. ‘’Rahman ve Rahim Allah’ın ismiyle’’…
Sömürünün egemen olduğu toplumun bünyesinde cereyan eden bu fikirler, kısa zamanda tepki görmüş; Muhammedi çıkışın takipçilerine yapılan zulümle perçinlenmiş, Hz.Muhammed’in hicreti ve ardından gelişen savaşlar ile devam etmiştir. Netice de HAK BATIL’a galip gelmiş, ADALET ve SELAM yurdu inşa edilmiştir…
Ancak, bu çok uzun sürmemiştir.!
Devamına girmeden evvel, bazı kavramlar hakkında bilgi vermek isterim. Çünkü bu yazıyı okuyanlar, maalesef Emevi ezberlerine bağlı halde olunduğundan, kavramları doğru biçimde anlamdıramamaktadır. Bu bağlamda şunu açık yüreklilikle ifade etmem gerekir ki, dinin gerçeğini anlama yolunda güçlü bir ‘’Zihniyet Devrimi’’ne ihtiyaç vardır.
Kavramsal yozlaşma ve ezbercilik; şöyle bir sonuç üretir;
Kişi, Müslüman olduğunu ilan etmekle birlikte, mevcut ezberlere dayalı inancına rağmen yaşadığı toplum bünyesindeki İLAHLARIN farkındalığından uzaktır.
Bu doğal bir sonuçtur…
Ki ben bunu, türban takıp bmw ye binme örneği ile açarım. Egemenleşen Batı Emperyalizmine teslim olup, inanç özgürlüğü istiyoruz diyen güruhun içinde bulunduğu REZİL durum, anlattığım ezberin neticesidir.
Hele ki, kısa süre önce, televizyonlar da; Humeyni’yi seven kız olarak ünlenen ve İngilizler olsaydı daha rahat olurduk biçiminde bir açılım yapan cühela garip, bu örneğe uygun bir pratiktir. Firavunun kucağında daha rahat ederdim misali, zulme ve sömürüye karşı eylemsizleştirilmiş olan emevi çocukları, inanç özgürlüğünden bahsetmektedirler. Peki hangi inanç ?
Ritüeller ve Gelenek Dini…
İslam, bundan münezzehtir! İslam, toplumların TAM BAĞIMSIZLIĞINI öngörmektedir. Muhammedi çıkış, tam manasıyla; SÖMÜRÜYE ve ZULME karşıdır.
Çünkü içinde bulunulan ZULÜM imparatorluğunu yıkmış, adeta bir DEVRİM yapmıştır.
Kavramlara girersek eğer;
Sonraki yazımızda selam kavramına değinmek ümidi ile.